Jump to page: 1 2
Thread overview
Edebi Bir Metne Göre Rasgele Sayı Üretmek
Jul 28, 2012
Salih Dinçer
Jul 29, 2012
Salih Dinçer
Jul 29, 2012
Salih Dinçer
Jul 30, 2012
mert
Jul 30, 2012
Salih Dinçer
Jul 30, 2012
mert
Jul 30, 2012
Salih Dinçer
Jul 31, 2012
mert
Jan 31, 2023
Salih Dincer
July 28, 2012

Bu konuda basit bir çözüm arıyorum ve ilk aklıma çağrışımsal diziler (associative array) geldi. Oradaki hashTable yapısı ile önceden ön göremeyeceğimiz bir sıralama tayin edebiliriz. Örneğin elimizde 100 kelimelik bir edebi metin olsun ve biz seçilen harflerin ışığında 1'den 100'e kadar rasgele sayı üretmek istiyoruz. İşte yöntem bu, sizce nasıl? Alternatifler olabilir mi?

import std.array, std.stdio;

void main(){
    auto mısralar = [ "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak",
                      "Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak",
                      "O benim milletimin yıldızıdır parlayacak",
                      "O benimdir o benim milletimindir ancak",
                      "Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal",
                      "Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl",
                      "Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal",
                      "Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal",
                      "Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım",
                      "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış Şaşarım",
                      "Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım",
                      "Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım",
                      "Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar",
                      "Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var",
                      "Ulusun korkma Nasıl böyle bir imânı boğar",
                      "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar",
                      "Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın",
                      "Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın",
                      "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın",
                      "Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın",
                      "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı",
                      "Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı",
                      "Sen şehid oğlusun incitme yazıktır atanı",
                      "Verme dünyâları alsan da bu cennet vatanı",
                      "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda",
                      "Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ",
                      "Cânı cânânı bütün varımı alsın da Hudâ",
                      "Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ",
                      "Rûhumun senden İlahî şudur ancak emeli",
                      "Değmesin ma bedimin göğsüne nâmahrem eli",
                      "Bu ezanlarki şehâdetleri dinin temeli",
                      "Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli",
                      "O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım",
                      "Her cerîhamdan İlâhî boşanıp kanlı yaşım",
                      "Fışkırır rûhı mücerred gibi yerden naşım",
                      "O zaman yükselerek arşa değer belki başım",
                      "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl",
                      "Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl",
                      "Ebediyyen sana yok ırkıma yok izmihlâl",
                      "Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet",
                      "Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl"
   ];
   int sırası;
   int[string] sözcükler;
   foreach(m; mısralar) {
     foreach(s; splitter(m)) {
         sözcükler[s] = sırası;
         ++sırası;
     }
   }
   sözcükler.values.writeln;
   sözcükler.length.writeln(" adet...");
} /* Çıktısı:
[101, 118, 194, 53, 242, 134, 5, 96, 63, 181, 179, 210, 84, 227, 117, 160, 245, 139, 132, 99,
141, 152, 56, 169, 94, 196, 236, 182, 206, 229, 65, 248, 174, 165, 82, 231, 11, 78, 95, 108,
18, 241, 230, 232, 189, 107, 146, 173, 103, 167, 212, 250, 31, 27, 112, 246, 12, 191, 59, 83,
154, 32, 220, 113, 256, 144, 131, 172, 4, 201, 213, 155, 239, 1, 218, 38, 92, 156, 235, 170,
183, 30, 190, 21, 109, 10, 251, 77, 142, 157, 110, 60, 23, 87, 143, 252, 234, 198, 184, 185,
171, 28, 253, 36, 20, 97, 166, 161, 79, 0, 153, 137, 145, 75, 68, 249, 73, 163, 54, 178, 192,
237, 158, 46, 127, 6, 41, 197, 128, 207, 162, 76, 26, 67, 208, 244, 186, 91, 193, 151, 104,
211, 69, 120, 221, 13, 72, 133, 135, 177, 89, 114, 222, 52, 35, 214, 100, 219, 106, 164, 7,
233, 255, 40, 105, 122, 254, 51, 238, 203, 102, 88, 188, 187, 93, 85, 74, 44, 126, 209, 195,
240, 204, 17, 45, 130, 90, 81, 136, 205, 168, 80, 61, 116, 25, 176, 175, 66, 71, 159, 228,
124, 70, 224, 216, 223, 140, 180, 62, 64, 225, 129, 138, 215, 202, 58, 226, 3, 150]
219 adet...*/

Aslında bunlar tekrarsız rasgele sayılar oldu. Ama benzer ve bağımsız bir yöntem daha başarılı olabilir...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 29, 2012

Aslında metnimiz (sınırımız) 100 sözcükten ibaret değil. Aksine olabildiğince çok (örn. ağır ve bolca farklı kelimesi olan bir roman) metne ihtiyacımız var. Biz yazılımımız ile bu metni tarayacağız ve muhtemelen her sayfasında farklı bir rasgele dizi elde edeceğiz. Yani hedefimiz: Mükemmel Rasgelelik!

Başlangıç parametreleri ise uniform()'dan farksız. Biz her sayı üretmesini istediğimizde metinde kaldığı yerdeki sanal imleçimiz bir kelime daha ilerleyecek. Dolayısıyla biz 1'den 100'e kadar sayı istiyorsak kelimelerin harfleri üzerinde öyle bir aritmetik işlem yapılmalı ki 100 farklı sayı denk gelsin...:)

Aklıma gelen en kötü yöntem ise dizgeyi hexadecimal sayıya çevirip bir bölümünü almaktı. Ancak bu sefer kelimeler farklı olsa da aynı sayılar denk gelebilir. Bu da büyük bir çelişki olduğu gibi istediğimizde sayı aralığını 1'den 100'e kadar değil de örneğin 3'den 7'e kadar sayılar üret şeklinde değiştiremeyebilirdik! Sanırım kolay bir iş değil ki aklıma hashTable'ın sıralamasına göre yapmak geldi...:(

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 29, 2012

Biraz daha açar mısın. O 100 kelimeden birisini mi seçmek istiyoruz? Neden 100? Metinde 100 farklı kelime var diye mi? Yani 200 olsa 200'ünden birini mi seçeceğiz?

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 29, 2012

Hash table'ın sıralaması rasgelelik teorisi üzerine kurulu olmadığından eğer rasgelelik gerçekten önemliyse onu bir kenara bırakmamız gerekir.

Bu konu sanırım tam Digital Mars forumlarında yeni çıkan ve benim de ilk defa haberim olan bir konu. Öyle yöntemler varmış ki, hiç depolama bile yapmıyor. Kelimeler geldikçe "bunu seçsem mi seçmesem mi" diyebelirli bir olasılıkla işleyen yöntemler var. Hatta metinde kaç sayı bulunduğu baştan bilinmediğinde bile işleyen yöntemler varmış.

Bu konuları Phobos'un rasgelelikle ilgili olan işlevlerini düzeltmeye karar veren ve şimdilik RandomSample'ı düzelten Joseph Rushton Wakeling'in şu blogundan öğrendim:

http://braingam.es/2012/07/sampling-d/

Belki de senin istediğinle ilgisi bile yoktur ama bilmekte yarar var. (Bence tam senin istediğin konu. :)) Tesadüf, matematikle ilgili olan bu algoritmalardan birisinin adı da "Algorithm D"! Hem de RandomSample'ın artık kullandığı algoritma... :)

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 29, 2012

Haklısın hocam...

Hem anahtar sözcükler (keys) edebi metin içinde tekrar edebileceğinden, verdiğim örnekteki döngü içinde bir sözcük birden fazla değere denk gelecek. Yani örneğin (sample) alındığı an ile sonrası arasında bir tutarsızlık olabilir. Bunu aşağıdaki benzer örnekte (yukarıdakinin biraz düzenlenmiş halinde) görmekteyiz:
'(Not: sözcükler dizisi daha anlamlı olduğu için mısralar şeklinde değiştirildi, en iyisimi yukarıda da değiştireyim!)'

  :   :   :
  int sırası, test;
   int[string] sözcükler;
   foreach(m; mısralar) {
     if(sırası) {
         sırası.write("\t");
         sırası = 0;
     }
     foreach(s; splitter(m)) {
         sözcükler[s] = sırası;
         ++sırası;
         ++test;
     }
   }
   writeln("\nToplam sözcük sayısı: ", test);
   sözcükler.values.writeln;
   sözcükler.length.writeln(" adet, y = ", mısralar.length);
} /* Çıktısı:
7	7	5	6	7	9	6	5	7	6	6	5	6	7	7	6	5	7	5	8
6	5	6	7	8	5	7	6	6	6	5	5	9	6	6	7	8	6	6	5
Toplam sözcük sayısı: 257
[5, 4, 0, 1, 1, 1, 5, 0, 4, 4, 2, 2, 2, 0, 3, 1, 4, 1, 5, 3, 3, 1, 4, 5, 5, 2, 1, 5, 7, 2, 0, 1, 3,
1, 0, 4, 4, 2, 6, 1, 4, 0, 3, 5, 0, 0, 2, 2, 1, 3, 4, 3, 6, 2, 5, 5, 5, 2, 0, 1, 3, 0, 0, 6, 4, 0,
4, 1, 4, 2, 5, 4, 4, 1, 4, 6, 3, 5, 0, 6, 0, 5, 1, 2, 2, 3, 4, 1, 4, 6, 3, 1, 4, 5, 5, 0, 7, 4, 1,
2, 0, 3, 1, 4, 1, 1, 2, 2, 3, 0, 2, 4, 1, 4, 3, 2, 2, 4, 2, 1, 3, 2, 7, 5, 0, 6, 0, 3, 1, 8, 3, 0,
1, 2, 0, 3, 3, 2, 4, 0, 2, 3, 4, 1, 1, 6, 1, 0, 2, 0, 0, 0, 2, 0, 3, 0, 4, 5, 4, 0, 0, 6, 3, 8, 3,
3, 2, 4, 3, 4, 0, 6, 5, 4, 4, 3, 3, 3, 7, 1, 1, 5, 5, 3, 4, 3, 1, 5, 3, 6, 4, 4, 2, 2, 0, 5, 4, 1,
0, 0, 1, 5, 5, 4, 2, 3, 2, 3, 3, 5, 5, 2, 0, 1, 3, 6, 6, 3, 6]
219 adet, y = 41*/

Çünkü toplam sözcük sayısı 257 iken dizinin boyutu 219'da kalmış...:)

Dip Not: Bu arada İstiklal Marşı'ndan ister istemez 0-8 arasında 219 adet rasgele sayı üretmiş oldum. Bunun sırası derlenen işlemciye göre değişiyor; örneğin -m32 parametresi ile derlediğimde...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 30, 2012

Merhabalar;
Salih sanırım rasgelelik üzerine yerlemiş algılarımızı azıcık değiştirmemizin bir sakıncası yoktur şöyle ki;
Aslında bildiğimiz veya aklımızda kurduğumuz tesadüfen kavramına yakınlaşan rasgelelik, gerçeğin oluşumunda pek de tesadüflere bağımlı olarak biçimlenmez, şekillenmez. Rasgelelik üretecimiz ideal ortamları tasarlayan düzeneklerimizin her değişken için eşit seçilim oranını yansıtması isteniyorsa da gerçeğin tezahüründe bu biçimde idealize gerçeklenmelere dolayımsız olarak sıklıkla raslanamaz.

Elinize bir avuç dolusu çakıl taşını doldurduğunuzu varsayalım. Bu çakıl taşlarını belirli bir ivmede belirli bir güçle belirli bir açıda önünüzde uzanan sakin bir denize fırlatırsanız o çakıl taşlarının suya değdiği anı şöyle modelleyebilirsiniz: Avucunuzun yapısı (değişmezlik sağlanmalı), atış açınız(değişmezlik sağlanmalı), ivme(değişmezlik sağlanmalı), çakıl taşlarının türleri(değişmezlik sağlanmalı, dağılımı rasgele), çakıl taşlarının ıslaklığı(değişkenleri her birine eşit olarak dağıtılmalı) vs. bunlar rasgelelilik formuna dolaysız katılan kütlelerin birlik durumlarını ifade etsin. - ki burada hareket denetleyicisi ve gözlemcisi olarak sizin birliğin yapısını ne kadar sabit tutabileceğiniz sorusu aklımızı meşgul eder-, bu bir. Bize durgun gibi görünen suyun (termodinamik vs.) aslında durgun olmayışı dalga yüksekliği, boyu, esen rüzgarın hızı açısı vs. gibi bir çok parametrenin değişmezlik değişirlik ve bunların bizim rasgelelik formullerimize etkisi, katkısı, bozunum, çözülüm vs gibi bir sürü değeri - ki elbette saymayı unuttuğum onlarca değişken ve bunların yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri(:-) vs, vs bulunmakta bu iki. :-)

Diyelim ki böyle bir deneyi yapabilmek için vakit, nakit ve enerjinizi, delilik seviyesine eriştirip işe koyulmak için denizin kıyısını boyladınız; yanınıza bir palet gözlük bir çeşit kum torbası, boya kalemleri vs cinsinden bir sürü araç gereç ve yuvalarında fıldır fıldır dönen bir çift göz almak zorundasınızdır ki çakıl taşlarını boyayıp denize fırlattıktan sonra onları suyun içinden çıkarıp yeniden avucunuza koyup denize fırlatabilesiniz.:-)

Sizi büyük bir zahmetten kurtarabilmek için şöyle bir açıklama yapabilsem mutlu olurdum: Çakıl taşlarını avucunuza nasıl doldurursanız doldurun, bunları değişmezlik ilkelerine uyarak suya bıraktığınızda olan şeylerden biri; çoğunlukla mavi olanın suya hep erken düştüğü, kırmızı olanın suya genellikle geç düştüğü, çoğu rengin ise bir arada ortalama bir zamanda düşme eğilimi gösterdiği, çakılların suya değişlerinde ortaya çıkan sesin hep aynı melodiyi kulağınıza fısıldadığıdır.

Demem o ki rasgelelikten bahsediyorsak aklımızda yer etmiş bütün zihinsel tezahürlerin aslında hiç de beklediğimiz gibi biçimlenmediğini, yaşama öykünürsek yaşamın pek çoğumuza adil, bazılarımıza daha özerk bazılarımıza da daha eksik olanaklar sunduğunu baştan kabullenmemiz gerekmekte. Hiç de adil değildir evet :-)

Eğer ben bir metinde örneğin bir kitabın sayfalarında rasgeleliği arıyor ve o kitabı gerçekten beğeniyor olsaydım, bunu yazarın düşünce gücünün bir araya getirdiği kavramlara, imgelere hayranlıkla yutkunarak, bir beğeni ifadesi olarak dışavurmayı isterdim.

Rasgeleliğin en harika biçimlenmesi bana göre o kitabın sayfalarındaki anlatılarda yaşanmaktadır. :-))

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 30, 2012

Yanıtınız için teşekkür ederim...

Dediğiniz gibi yaşadığımız dünyadaki rasgeleliğin çok fazla parametresi var. Tam burada The Matrix'in imkansızlığından bahsetmek istiyorum. Hadi belki o filmdeki bilgisayarlar sisteminin, insan zihnine tıpkı bir uyuşturucunun oynadığı gibi oyunlar oynadığını farz edelim. Yukarıdan aşağıya kayan garip harflerden olan biteni nasıl anlayabiliyorlardı ki...:)

Elbette kitapların anlamları çok daha önemli. Ancak benim yapmak istediğim kolay elde edilebilir mükemmel rasgelelik. O yüzden tıpkı şu satırları yazdığım sırada meydana gelen sözcüklerden bunun yapılabilirliliğini kodlamak istiyorum. Çünkü istemediğim kadar veritabanı mevcut...:)

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 30, 2012

Sanırım bu durumda bir ağırlık algoritmasına da ihtiyacın olacak. Örneğin kitabın içinde en çok tekrarlanan kelimelerin seçilim oranını yüksek tutmak bu algoritmanın işleyiş biçimlerinden bir tanesi olabilir. Ki bunlar da konuşulan dil düzeyinde bağlaçlara vs denk gelebilir. Yüklemler zarflar falan derken - ki yine bunlar kullanılan dile göre sıklık tablolarına işaretlenebilir- basit bir soyutlama mantığı da oluşturman yararlı olabilir: Bilemiyorum.
Ama işte basit elde edilebilecek mükemmel rasgelelik dediğimizde bunun tam tercümesinin sizi nasıl ve nereye kadar tatmin edebileceğini hayal etmek pek mümkün olamıyor. Çünkü rasgelelik kolayından çabucak elde edilebilecek gibi değil de çoklu karmaşıklığın, dolanıklığın, arapsaçı gibi birbirine geçmesinin doğal görünümlerinden biridir de denebilir bilemiyorum. Ancak denenebilir.
Hatta kendi kendine romanlar yazan bir makine bile kodlanabilir. Tasarımı netleştikçe bunun hiç de zor olmadığını kabul ediyorum. İşte dediğim gibi kolay olur mu? Size göre evet belki ama bana göre oldukça zor olur ki bu da benim beklentilerimle ve bilgi düzeyimle ilintilidir.

Bu durumda konu edilecek kitabın dil yapısını iyice çözümleyip işe başlamanız algoritmalarınızı ileriye taşıyabilir diye düşünüyorum.

Çünkü dilde söylenenleri veya söylenebilecekleri ancak o dil yapısının olanakları belirleyebiliyor. Kitabı yazan kişi o dil yapısından bağımsız düşüncelerini aktarmayı istese de beceremeyeceğinden tariflere başvurmak benzetmelerle oyalanmak ve senin olasılıklar zinciri halkaları olarak kullanacağın kitabına bir sürü gerçekte gerçeği tarif etmeyen ama iyi betimlenmiş bir kopyasını yansıtan sözcükleri dayatacaktır. Bunlara bağımlı bir kitabın gerçekte mükemmel rasgelelik desenlerini anlattığını kanıtlamamız güçleşir diye düşünüyorum. Bu da en basit anlamıyla küçük yanılgılardan oluşan büyük gerçek tablomuzu olağanüstü biçimde değiştirir.

Tıpkı yaşamlarımız gibi der, yazdıklarıma basit bir nokta ile son veririm :-)

Kısaca tartışmaya dahil olup kod düzeyinde olmasa da fikirsel düzeyde aklımdan geçenleri özetleyebildiğimi düşünüyorum. Ve yine açıklayıcı olduğumu umraktan...

Dostlukla

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 30, 2012

Alıntı (mert):

>

Hatta kendi kendine romanlar yazan bir makine bile kodlanabilir. Tasarımı netleştikçe bunun hiç de zor olmadığını kabul ediyorum. İşte dediğim gibi kolay olur mu?
Mert Ağabey, çok çok güzel bir noktaya değindiğini biliyor musun? Ben bu boyutunu hiç düşünmemiştim. Ama tıpkı senin yazdığın gibi rasgeleliliği analiz eden programlara ihtiyacım olacak. Gerçi kendiliğinde roman yazan programın rasgele kodlar oluşturması belki daha az dolambaçlı olabilir. Yine de anlamsız da olsa bir yazılımın faydalandığı veritabanından doğaçlama bir roman yazması ve bunu insanın yazdıkları ile karşılaştırmak çok ilginç sonuçlar doğurabilir. Aslında o kadar çok olasılık var ki!

İşte size bir olasılık daha!

Bakınız önceki yazdığımı sanki alıntılamış gibi aşağıya yeniden yazıyorum; tabi hatıramda kaldığı kadarıyla...:)

Alıntı ("Salih Dinçer'in aklından alıntılanmıştır - sürüm 2"):

>

Cevabınız için çok teşşekkürler...

Haklısınız, gerçekten de rasgelelik ile ilgili çok kafa karıştırıcı şey var! Tam da burada The Matrix filmine göderme yapmalıyım; çünkü öyle bir gerçekliği doğru bir şekilde insan beynine nasıl yansıtabilirsiniz ki... Pekala, bir şekilde bunun yapıldığını farz etsek bile yukarından aşağıya kayan ve karmaşık gibi görünen yazılara ne demeli! Bunlar sadece sahnedeki bir kişinin üzerindeki elbise kırışıkları ifade edebilir; ya diğer ayrıntılar...:)

Elbette ki kitaplardaki anlamlar elde etmek istediğim sayısal değerlere göre çok daha anlamlı. Yine de elimizde muazzam bir bilgi birikimi (metinler) varken bunu mükemmel rasgelelik elde etmek için niye kullanmayalım? Ben bunun yapılabilirliliği üzerine bir süre çalışmak istiyorum. Katkı sağlayacaklara teşekkür ederim.

Dikkat ederseniz yine iki paragraf ile yazdım ve sanki bu sefer daha çok ayrıntıya değindim. Çünkü o sırada yeni iftar yapmıştım ve yorgundum. Şimdi ise sahur yapıp midemi doldurdu.<--- Bak sen kafiyeler de yazabiliyormuşum...:)

Ne kadar ilginç değil mi? Gerçi ikinci yazdığımda fazla bir cümle varmış! Katkı sağlayacaklara teşekkür etmişim. Demek ki bu aklımda olan ve önceki sürümde ihmal ettiğim başka bir gerçek. Bir de "gerçekten, gerçeklik" gibi ifadeler kullanmışım. Neyse çok uzatmayayım ama şu herkesin başına gelmiştir: Bir gün birine mektup yazmış ama teknik bir aksaklık veya sadece bir elektrik kesintisi olmuştur. Bu yazdıklarını kendinizi zorlayarak (mükemmel bir hatırlama yeteneği ile!) aynı şekilde yazmaya kalksanız bile cümleler mutlaka değişecektir. Bu bana çok oldu ve hatta silinmemiş bir kopyayı gördüğümde ikisi arasındaki farklar çok ilginçti...

Rasgele olmayan dostlukla kalın...:)

Sevgiler, saygılar...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

July 31, 2012

Wilhelm Reich bir kitabında yaşam için şöyle der: "Çünkü yaşam, aynı işlem içerisinde bir kaç saniye aralıkla bile tıpatıp aynı biçimde yinelenmez" Çünkü herkes her an için bir eylemin içindedir ve bir şeyleri etmektedir. Her edilen olasılıklar üzerinde başka kıvrımların açılmasına yol açar -> diyerek Richard Bach'tan da esinleneyim oldu olacak.

Kendiliğinden yazan makine kurgumuzu ben de beğendim. Ancak azıcık düşününce ne kadar zor olabileceğini de farkettim. Zorluk:
Biz programcılar için asıl zor olan algoritmalar tasarlamak, kodlamalar yapmak değil, sorunsuz ve beklendiği gibi doğru ve eksiksiz çalışan programları üretmektir sanırım zor olan. Bunun için muhasebe programı hazırlıyorsak muhasebe bilgisine, tarayıcı tasarlıyorsak temel html bilgisine, ip protokollerine,vs vs bir sürü bilgi ve sistematiği öğrenmeye altyapıları ve düzenleri kurcalamaya öğrenmeye açılan zorluklardan bahsediyorum.
İşte muhasebeyi işlemlerini, girdi çıktılarını stok hesaplarını falan filan işlemlerini bilmedikçe üretilen muhasebe programının ne kadar işimize yarayacağı ve ihtiyaçlarımızı karşılayacağı da tartışılır.
Zorluk, tasarımla, biçimlendirmeyle, program üreteceğimiz hedef işlem alanının konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmamızla da ilgilidir.
Kendimden örneklersem, uzun süredir bir yandan D öğrenip bir yandan da bahsettiğimiz konu üzerinde araştırmalar yapıyorum. Hem D'yi öğrenmek, öğrendiğim kadarında ustalaşmak ve adım adım ilerlemek, hem de araştırmalarda aynı adımları kodlamalara dökerek yürümeye çalışmak o kadar zor ki anlatamam. Ama o kadar da keyifli bunu da ekleyeyim.
Düz mantıkla eğer basit bir uniform işlevinden rasgele olduğunu düşündüğümüz (Ama aslında hiç de öyle olmayan) seçilimleri alıp kullansaydım, elbette tasarladığım programın rasgeleliği üzerinde ciddi kuşkuların olması, ve olanla yetinmek sonra başka konuya geçip gitmem gerekirdi. Ne böyle aylar yıllar, ne de böyle bir araştırmanın hazzı bana kar kalırdı sanıyorum.
Bizler bu yeni ve yetenekli dil ile, ve bu kadar da cefakar bir öğretmenimiz olduktan sonra, böyle bir kaynak denizinde, öğrenme amacının dışında, basit ve derinliksiz projeler üretirsek sanki herşeyden önce bu değerlere haksızlık ediyor gibi olacağız diye düşünüyorum. İlk kez ve bu ülkede böyle yetenekli bir dilin, böyle alabildiğine özgür ve zengin bilgi birikiminin tam içinde kalıyoruz. Çok büyük bir şans. Anlatılacak gibi değil. Çinli'si japon'u bu kaynaklardan alıp kendi, dillerine yine aynı kaynakları alıp çevirip armağan ediyorlar ki bunun adına Öncülük etmek derler.İşte böyle güzel şekillenen bir çabanın ortasında işi basitinden alıp götürmek gibi bir lüksümüzün olmadığından bahsediyorum.
Ankara'da da gördüm. Herbirimiz bu çabanın bir parçasıyız. Öncümüz bizi aynı zamanda bir araya da getirmeyi bilen kadim kişilik. Ne kızıyor, ne dalgalanıyor, ne sıkılıp çekiliyor. aksine her olumsuzluk karşısında, o olumsuzluğu aşabilecek yeni bir enerji ile güçlenip tazeleniyor.
Böyle parıltıları görüp şahit oldukça, daha iyilerini yapmak her zaman mümkünmüş deyip o coşkunluğa siz de kapılıp gidiyorsunuz.
Bu vesileyle Ankara dönüşü aklımda yer edenlerin bir kısmını da aktarmış oldum ya neyse.
Bu toplulukta yerini almış olan herbirimiz, aynı ateşin kıvılcımları olduğumuzun bilincinde "Ali Çehreli ekolü"nün parıltıları olduğumuzun bilinciyle ışıldayacağızdır kuşkusuz.

Kurcalamaya, anlamaya, bilmeye ve öğrenmeye, kaldığımız yerden devam diyerek,

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

« First   ‹ Prev
1 2