September 27, 2009

"computer" herhalde hesaplamak anlamına gelene "compute"tan türemiştir ve "hesaplayıcı" demektir.

Dil, insanın en doğal yeteneklerinden olduğu için, ben hepsini saygıyla ve ilgiyle izliyorum. Hepsi insanın eseri olduğu için, herhangi bir topluluk herhangi bir tarafa kayabilirmiş. Dillerin farkları da çok ilginç: İngilizce'de bulunmayan mişli geçmiş zaman, Türkçe'de bulunmayan present perfect tense, Çince de bulunmayan çoğul eki, Hawai dilinin çok az sayıdaki sesleri (5 sesli, 8 sessiz), vs.

Olası ve gerçekten de olmuş bütün bu sistemler içinden tesadüfen de içine doğduğum Türkçe'nin üstün olduğunu kabul edemiyorum. Hepsinin özellikleri farklı ve hepsi de ilginç. Binlerce dil içinde benim anadilim üstün mü? Ölçütüne göre olabilir de olmayabilir de... Kendim seçmiş olmadığım için övünemem de...

Ayrıca Türkçe'nin de yeni sözcükler üretmek yerine, dışarıdan sözcük aldığını hatırlatmak isterim. Zaten öyle olmasaydı dilimizi koruma ve kurumlar tarafından sözcük üretme gibi uğraşlar da olmazdı.

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 27, 2009

Fransızların da dilleri konusunda çok korumacı oldukları bilinir.

Bu konuda tanıdığınız uzmanlar var mı? Bir dilbilimciye sorabilsek; bu konuda bir şeyler yazsa... Bu siteyle ilgisi yok tabii ama hiç olmazsa buradan bir bağlantı veririz.

Dil karşılaştırmaları ile ilgili belirleyici bir yazı bulamadım. Bulduklarımın çoğu, "falanca dilin anlatma gücü (expressive) açısından daha iyi olduğunu duydum, doğru mu" gibisinden sorulara verilen "bana sorarsan filanca dil daha iyidir" gibi yanıtlar oldu. Daha iyi bir kaynak bulamadım.

Ben ilgili olarak dil korumacılığı ile ilgili bir yazı buldum:

http://en.wikipedia.org/wiki/Linguistic_protectionism

Onun "See also" bölümünden de başka kaynaklara gidilebilir.

Orada dil korumacılığını "Forms of purism" ana başlığı altında 20-25 madde olarak listelemişler. (Wikipedia'nın bilimselliği veya doğruluğu her zaman için tartışılır.)

Bence bir dilbilimci bize bu konuyu özetlesin; okuyacak ve çevirecek çok yazı var. :)

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 28, 2009

Dilimiz diğer dillerden neden daha üstün ya da en azından neden ben böyle görüyorum ? Başka bir yerde okuduğum ve bu sorularıma iyi bir yanıt vereceğine inandığım bir yazı:

Türkçe diğer dillerden üstün bir dil olduğu tarışılmaz bir gerçekken nedense bunu kendimize dahi inandırmanın güçlüklerini yaşıyoruz. Yüzyıllardır bu kadar hor görülmesine rağmen hala ayakta durabiliyorsa bu durum en başta dilimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermez mi? Bir gün Türkçenin üstünlüklerini arkadaşlarımla konuşurken içlerinden biri "Türkçe bizim kendi dilimiz onu savunmak ve korumak için üstün olması gerekmez" demişti. Evet çok haklı üstün olmasa da sahip çıkmamız gerekirdi çünkü bizim dilimiz. İşte size tesbit edebildiğimiz kadarıyla Türkçenin üstünlüklerini anlatan bir kaç madde..

1-Önce insan: Dünyadaki yaygın dillerin bir çoğunda insan ile eşya arasında fark yoktur, cinsiyet ayırımı vardır. Oysa Türkçemizde bütün insanlar eşittir ve diğer doğa varlıklarından farklıdır. Örnek olarak şu cumleye bakın "İnek ve yavrusu otluyor." Benzeri bir cümlede özne insan olduğunda şu şekil oluşacaktır "Anne ve çocuğu yemek yiyorlar." Bu iki cümle birbirlerine çok benziyor fakat dikkat ederseniz yüklemin sonunda lar takısı sadece insanlar sözkonusu olduğunda ekleniyor. Bir dilin insana önem vermesi ve cinsiyet ayrımı yapmadan her insanı eşit kabul etmesi üstün bir özellik değil de nedir. En azından bu özellik sayesinde sözlerinde üçüncü tekil şahıs geçen bütün şarkılar ve türküler hem kadınlar hem de erkekler tarafından rahatlıkla söylenebilmektedir.

2-Kelime türetme yeteneği: Eklemeli dillerin en güzel özelliklerinden biri kelime üretme imkanlarının çok geniş olmasıdır. Kökten kelime türetildiği gibi türetilmiş kelimelere yeniden ekleme yapma imkanı bulunmaktadır.

3-Türkçede kelimelere vurgu sayesinde anlatım gücü çeşitliliği sağlanabilir. Örneğin "Onu buradan atmalıyım". Cümlesinde her kelimeye ayrı ayrı vurgu yapalım, göreceğiz ki hangi kelimeyi vurgularsak o unsura daha fazla dikkat çekmiş oluyoruz. Kimi buradan atmalısın? Sorusuna yanıt "Onu buradan atmalyım". Onu nereden atmalısın sorusuna yanıt; Onu buradan atmalıyım. Onu ne yapmalısın sorusuna yanıt; Onu buradan atmalıyım.

4- Gizli sözcük zenginliği: Türkçede genelde kullanılmayan bir çok gizli kelime vardır. Genelde kullanılmayan kelimeler dilin parçası sayılır mı hiç diyeceksiniz. Başka dillerde sayılmayabilir ama Türkçede sayılmalıdır. Eğer bir kişi bu gizli kelimeyi kullanacak olursa karşıdaki de bunu anlayacak olursa nede sayılmasın. Sözcük köklerini ve isim yapan ekleri terketmediğimiz sürece gizli kelimeler de bizi terketmez, her an kullanılmayı beklerler. Türkçenin binlerce yıl ayakta kalabilmesinin sırrı da belki burda yatmaktadır. Türkçede atıl bekleyen kelimeler o kadar çoktur ki bazı dillerin kelime sayısından bile fazladır. Gizli olan ve olmayan kelimelere örnek verelim; Ver kökünden vergi türetilmiştir günümüzde kullanılmaktadır yani gizli bir kelime değildir, oysa al kökünden algı kullanılmamaktadır, "dilenci insanlardan algı topluyordu" cümlesi sizce ne manaya geldiği az çok anlaşılmıyor mu algı= sadaka değil mi?. Duy kökünden duygu, gör kökünden görgü kullanılmaktadır, dur kökünden durgu ise kullanılmamaktadır. "Trafik durgusuna yakalandım" gibi bir cümle kurduğumuzda (ilk defa kullanıldığı için tuhaf gelebilir) bu cümlenin de ne manaya geldiğini anlayabiliriz. Gizli kelimelerim sayısı sadece köklerle sınırlı değil, bir ekle yetinmeyip ikinci ve üçüncü eklemeler yaparak aynı kelime üzerinde kelime türetme olasılık sayısını arttırmak mümkündür. Durguluk, durguç, durgucuk vs.

5- Kelime haznesi konusunda gizli kelimelerin katkısından yukarıda bahsetmiştik. Bir de kelime haznesini artıran fakat bir çoğu sözlüklerimizde yer almayan Türkçenin cümle içindeki geçici kelimeleri vardır. "Sigarasında bir kaç içimlik yer kalmıştı" cümlesindeki içimlik kelimesinde olduğu gibi.

6- Türkçede kelimeler cümle içinde çok değişik yerde kullanılabilir. Cümledeki yerine bağlı olarak farklı bir anlam kazanan cümle aynı kelimelerle değişik ifadeler sağlamaktadır . "Gökteki yıldız parlıyordu" ile "Yıldız gökte parlıyordu" aynı anlamı taşımaz. Bu şekilde kullanımlar Türkçede çok yaygındır. Bir çok dilde ise kelimelerin yerini değiştirmek hem kolay değildir hem de değiştirilse bile anlamda farklılık meydana gelmez.

7-Türkçe kendini ispat etmiş en eski diller arasındadır. Doğal şartlara uyum gösteremeyen canlı türleri yok olmaktadır. Türkçe terkedilmeye çalışılmış (osmanlıcada olduğu gibi) fakat kendini toparlayıp yeniden canlanmıştır. Günümüzde Türkçe kadar köklerine bağlı bir dil çok azdır. Avrupa dillerinin geçmişi 400-500 yıllıktır. Belki 200 yıl sonraki dünya yüzeyinde birbirini anlamayan fakat ingilizce konuşan değişik halklar olacaktır çünkü bu gün dahi ingilizce çok yerde farklılaşmaktadır. Zaten latince aynı akibete uğrayarak çatallaşmış fransızca, almanca, ingilzce dilleri meydana gelmişti. Türkçe yine köklerine bağlı olarak ayakta durabilecetir ( yeter ki terkedilmesin). Binlerce yıl geçmesine rağmen dünyadaki Türkçe konuşan insanların dilleri latin dillerindeki örnekteki gibi ayrı diller olarak değil farklı lehçeler olarak kabul edilmektedir.

8- Türkçe olduğu gibi yazılan-yazılabilen bir dildir. Bir sesi ifade ederken tek bir harf kullanılmaktadır. Bu açılardan okuma yazma öğrenimi, proğramlama dili (henüz ciddi bir çalışma yok), bilimsel isimlendirmelerde (çok az kullanılsa da) üstünlük taşımaktadır.

9-Ses uyumu: Ünlü ünsüz uyumu, kelime sonlarına gelen eklerden sonra bazı harflerin yumuşaması gibi özellikler Türkçenin ses olarak kulağa hoş gelen bir dil olmasına sebep olmaktadır. Üstelik insan doğasına en uygun sesleri barındırmaktadır. Bazı kasıtlı yanlış dayatmaların aksine Türkçe şarkı, şiir ve edebiyat için en uygun dildir.

Ayrıca Türkçe ile ilgili bir başlık daha açalım. http://www.wolframalpha.com/input/?i=turkish Bu sitede verilen verilerin ne kadar doğru olduğu tartışılır. Ama dediğine göre İngilizce'den Türkçe'ye çevrilirken uzunluk 0.97. Yani bu ingilizcede Ali Bey'in belirttiği gibi çok fazla sözcük olduğu durumda dahi Türkçe ile kapışamadığını Türkçe'nin üstün veya eşit olduğunu söylüyor. Eeee olmaz ama o milyon tane sözcüğü ne yapacaklar ? Evet o kadar sözcüğe ne yapacakları hakkında bilgi istiyorum.

Evet ya gerçekten Türkçe'ye karşı bu kadar kötü davranılmasa ? Ne olacak bunun hiç düşündük mü ? Belki çok kötü sonuçlar doğuracak. Olamaz mı ? Türkçe yüzünden binlerce dil yeryüzünden silinecek. Eğer ingilizce kadar konuşulsa olmayacak bir şey mi ? Olabilir de olmayabilir de.

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 01, 2009

Alıntı (canalpay:1253521196):

>

' c 99
d 100'
Bizde if ile ç'yi kontrol edip değerini 99.5 yaparsak doğru sonuç verir. Değil mi ?

Can, bu fikrin gittikçe daha çok kafama yatmaya başladı. Bir şeyler yazdım. Sanırım aşağıdaki gibi bir şey düşünüyordun. Bu kodu tr/string.d'nin sonuna yapıştırabilirsin:

private static double[dchar] icmpAbc;

static this()
{
   icmpAbc['ç'] = 'c' + .5;
   icmpAbc['ğ'] = 'g' + .5;
   icmpAbc['ı'] = 'h' + .5;
   icmpAbc['ö'] = 'o' + .5;
   icmpAbc['ş'] = 's' + .5;
   icmpAbc['ü'] = 'u' + .5;
   icmpAbc['Ç'] = 'C' + .5;
   icmpAbc['Ğ'] = 'G' + .5;
   icmpAbc['İ'] = 'I' + .5;
   icmpAbc['Ö'] = 'O' + .5;
   icmpAbc['Ş'] = 'S' + .5;
   icmpAbc['Ü'] = 'U' + .5;
}

private double sıraNumarası_tr(in dstring dizgi, inout size_t indeks)
{
   return sıraNumarası_tr(cast(dchar[])dizgi, indeks);
}

private double sıraNumarası_tr(in dchar[] dizgi, inout size_t indeks)
{
   auto numara = (dizgi[indeks] in icmpAbc);

   if (numara) {
       ++indeks;
       return *numara;

   } else {
       return cast(double)(std.utf.decode(dizgi, indeks));
   }
}
unittest
{
   void testDoğruSıra(dchar önceki, dchar sonraki)
   {
       dchar[] öncekiDizgi;
       öncekiDizgi ~= önceki;

       dchar[] sonrakiDizgi;
       sonrakiDizgi ~= sonraki;

       size_t i1;
       size_t i2;

       double sıra1 = sıraNumarası_tr(öncekiDizgi, i1);
       double sıra2 = sıraNumarası_tr(sonrakiDizgi, i2);

       debug dout.writefln(öncekiDizgi, ": ", sıra1, "  ",
                           sonrakiDizgi, ": ", sıra2);

       assert(sıra1 < sıra2);
   }

   testDoğruSıra('c', 'ç');
   testDoğruSıra('ç', 'd');
   testDoğruSıra('I', 'İ');
   testDoğruSıra('İ', 'J');
   testDoğruSıra('s', 'ş');
   testDoğruSıra('ş', 't');
}

int cmp_tr(dchar[] ilk, dchar[] son)
{
   size_t i1, i2;

   for (;;)
   {
       if (i1 == ilk.length) return i2 - son.length;
       if (i2 == son.length) return ilk.length - i1;

       invariant double sıra1 = sıraNumarası_tr(ilk, i1);
       invariant double sıra2 = sıraNumarası_tr(son, i2);

       if (sıra1 != sıra2) {
           return cast(int)sıra1 - cast(int)sıra2;
       }
   }
}
unittest
{
   assert(cmp_tr("aa"d.dup, "aaa"d.dup) < 0);
   assert(cmp_tr("aaa"d.dup, "aa"d.dup) > 0);
   assert(cmp_tr("deneme"d.dup, "debeme"d.dup) > 0);
   assert(cmp_tr("çalışkan"d.dup, "öğrenci"d.dup) < 0);
   assert(cmp_tr("TürkçeyeUygun"d.dup, "TürkçeyeUygun"d.dup) == 0);
}

Diğer bütün karakterleri kendi kodlarıyla karşılaştırabilmek için string.cmp'un da kullandığı std.utf.decode'u çağırabilmek için sıraNumarası_tr'ye indeks de geçirmek gerekti.

Projeyi yeniden canlandırmak adına buna bir bakmanızı istedim. double karşılaştırmasının int'lerden çok daha yavaş olacağını bilmeme rağmen... :)

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 01, 2009

Ben ikna olmadım... :/

Ben genelde dillerin üstünlük karşılaştırmalarını çok temel prensipler açısından kabul edemiyorum.

Özellikle bu yazıyla da pek çok noktada anlaşamıyorum.

Dil insanın çok içten gelen bir niteliği. Başıboş bırakılan insanlar hemen kendi dillerini geliştiriyorlar. Sağırlar okulundaki çocuklar kendi geliştirdikleri alfabeleriyle konuşmaya başlıyorlar. Bunu Steven Pinker'ın okuduğum iki kitabından birisinde duymuştum.

Aynı dili konuşan insanlardan birbirlerinden ayrıldıkları an dilleri de değişmeye başlıyor. Kuzey Koreliler ve Güney Koreliler bir kaç 10 yıl geçmesine rağmen artık farklı lehçe kullanıyorlar. Bunu Koreli bir arkadaşımdan duydum.

Türkiye'de 10 sene öncekinden farklı sözcükler ve deyimler kullanılıyor. Bunu kendi deneyimlerimden biliyorum.

Kaliforniya'da gençler 10 sene öncekinden farklı konuşuyorlar. Bunu da kendi deneyimlerimden biliyorum.

Dil, hiçbir insanın önüne geçemeyeceği kadar büyük bir güç. İnsanlığın malı. Ne tarafa giderse gitsin, bundan önceki deviniminin devamındadır. Bu büyük olgunun önüne çıkmaya çalışmak çoğu zaman boşadır. Yapılmaya çalışılan değişiklikler de insanlar oturup karar verdikleri için değil, o değişiklikler tuttuğu içindir.

Eğer herhangi bir nedenle Türkçe'nin deviniminin herhangi bir anını diğer anlarına yeğliyorsak, yanlış yapıyoruz. Bu, çelişkili bir şekilde dile saygısızlıktır. Eğer dili tutuyorsak, ne bir anını ne de birini tutmalıyız. Çünkü bütün diller zaten aynı dilin dallanarak değişmiş halleridir. Çince de, İngilizce de, Türkçe de kardeştirler. Hepsi Afrika'daki ilk dilden çıkmıştır. (Not: Bu yanlış çıkabilir; ama bilimin güzelliği de bu: şimdilik bu doğru, yarın yeni bulgularla başka bilgi doğru olabilir.)

Şimdi özel olarak bu yazıdaki katılmadığım, çelişkili, ve dayanaksız söylenmiş sözlere yanıt vereceğim.

Alıntı:

>

Türkçe diğer dillerden üstün bir dil olduğu tarışılmaz bir gerçekken

Ona ne diyeceğimi bilemiyorum. O cümleden sonra tartışmayı kesmek gerek tabii çünkü taraf tutuculuk dışında hiçbir desteği olmayan bir söz... Benim neden bu gerçekten haberim yok acaba?

Alıntı:

>

Yüzyıllardır bu kadar hor görülmesine rağmen

Benim hor görüldüğünden de haberim yok. Herhalde kullananlar hor görüldükleri için dil önemsenmemiştir. Kullananlara özenilmediği için...

Alıntı:

>

en başta dilimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermez mi

Bence öncelikle "güçlü" gibi muallak kavramların açıklanması gerekiyor. Yazar dilin gücünü neyle ölçüyor?

Alıntı:

>

"Türkçe bizim kendi dilimiz onu savunmak ve korumak için üstün olması gerekmez"

Bu yazıda katıldığım tek nokta bu. Hatta bu yazının yazılma nedeni herhalde kendi dilini seven birisinin heyecanı olmalı... Ben de Türkçe'yi çok seviyorum ve çok severek kullanıyorum ama hiçbir zaman başkalarının dilinde üstün olduğunu iddia edemem. Herşeyden önce diğer insanlara ve kültürlere ayıptır.

Alıntı:

>

Bir dilin insana önem vermesi ve cinsiyet ayrımı yapmadan her insanı eşit kabul etmesi üstün bir özellik değil de nedir.

Dilin bu özelliğinin neden bir üstünlük olarak kabul edildiği açıklanmıyor. "değil de nedir" diye bitirilerek konu kapatılmaya çalışılıyor. Oysa başkası da gelir ve üçüncü tekil şahıslarda cinsiyet ayrımı olmamasını bir zayıflık olarak gösterebilir. Çünkü "o yaptı" sözünde cinsiyet ifade edilememektedir.

Yine başkası çıkıp da aynı özellik yüzünden İngilizce'yi üstün gösterebilir: bu dilde, "he did it" dendiğinde yapanın erkek olan olduğu ifade edilebilmektedir.

Alıntı:

>

Eklemeli dillerin en güzel özelliklerinden biri kelime üretme imkanlarının çok geniş olmasıdır.

Güzel... Demek yazar başka böyle diller olduğunu da kabul ediyor. Yani bu noktayı Türkçe'nin bir üstünlüğü olarak gösteremeyiz.

Alıntı:

>

Türkçede kelimelere vurgu sayesinde anlatım gücü çeşitliliği sağlanabilir.

Ben vurguyla anlam verilen dil olmadığını düşünemiyorum bile. Herhalde bildiğim İngilizce'de de öyle olduğu içindir.

Alıntı:

>

"dilenci insanlardan algı topluyordu" cümlesi sizce ne manaya geldiği az çok anlaşılmıyor mu algı= sadaka değil mi?.

Yazarın ne söylemek istediğini anlıyorum ama çok yanlış bir örnek seçmiş; çünkü zaten algı diye bir sözcük var ve yukarıdaki cümleyi garip yapıyor.

Alıntı:

>

Türkçe terkedilmeye çalışılmış (osmanlıcada olduğu gibi) fakat kendini toparlayıp yeniden canlanmıştır.

Kim terketmeye çalışmış? Üst tabaka başka dillere yönelmişse bundan milyonlarca halkın haberi olmuş mu?

Alıntı:

>

Günümüzde Türkçe kadar köklerine bağlı bir dil çok azdır.

Hangi Türkçe'den bahsediyoruz? Kökü Türkçe'den gelen onlarca millet ancak çat pat anlayabiliyoruz. Bu dillerin hepsi de Türkçe iken ve birbirlerinden bu kadar farklılarken nasıl köklerine bağlı olduklarını söyleyebiliriz? Aralarındaki farklar, eski kök dilden ne kadar uzakta olduklarını kanıtlar.

Alıntı:

>

Türkçe olduğu gibi yazılan-yazılabilen bir dildir.

Alfabenin dille bir ilgisi olmadığı açık değil mi? Alfabe, bir dilin yazıya dökülmesi için kullanılan bir araçtır. Bugün bile Türkçe'yi Arap alfabesiyle Türkçe yazan büyüklerimiz var.

Alfabeyle dilin ayrımının gözden kaçırıldığını farkettiğim bu yazıyı daha ne kadar ciddiye alacağımı bilemiyorum.

Alıntı:

>

Türkçenin ses olarak kulağa hoş gelen bir dil olmasına sebep olmaktadır.

Türkçe'nin içinde büyüyen birisinin kendi dilinin kulağa nasıl geldiği konusundaki fikirleri ciddiye alınamaz. Siz hiç bir Alman'a dilinin kaba olduğunu söylediniz mi? Ben söyledim... Avustralyalı'ya aksanının çok ağır olduğunu söylediniz mi? Onu da yaptım... İkisi de bana güldüler... :)

Alıntı:

>

Üstelik insan doğasına en uygun sesleri barındırmaktadır.

Bunlar tamamen desteksiz söylenmiş sözler. Bugün konuşulan bir dilde insan doğasına uymayan sen olabilir mi? Olsaydı o sesler kalmazlardı. Nasıl yani? :D

Alıntı:

>

Türkçe şarkı, şiir ve edebiyat için en uygun dildir.

Bunlar tamamen kişisel görüşler. Son derece emin bir şekilde söylendikleri için de yazının ciddiyeti konusunda şüphe uyandırıyorlar.


Dediğim gibi, bu noktada bir dilbilimciyi davet edelim ve diller arasında herhangi bir üstünlük karşılaştırması olup olmadığını ve bunların kıstaslarını soralım.

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 12, 2009

Yeni cmp_tr de anlamadığım kodlar var. Burada onları sormak istiyorum:

1:

private static immutable double[dchar] icmpAbc;

Burada cmpAbc tanımlanıyor. Diyorki benim sınıfım dan başka kimse bunu ellemesin. Her yerde son değer geçerli olsun, dizgi değiştirilemesin... Buraya kadar herhalde tamam. private sınıfta kullanılmıyor mu ? Sınıf nerede ?
2:

return *numara;

Ne için * karakteri var ? Neye yarıyor.
3:

0x0.8p0

Burda 2 üzeri sıfır ne için var ? Sonuçta 0x.8 de aynı işi görmüyor mu ?
4:

inout size_t indeks

ne demek ?

5: işlevin adına cmp_tr( Büyük--küçük ayrımlı) demişsiniz ama sanırım icmp_tr olması gerekmiyor mu ?

6: sıraNumarası_tr bu ad doğru mu? Çünkü bunun başında küçük büyük harf ayrımı yapmadığına dair bir belirtici konması gerekmez mi ?
**
tr/string.d ile ilgili;**

1.dstringleri const dchar[] yapalım mı ?

2.Ben bunu birde cmpli haline getireyim mi ?

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 12, 2009

Alıntı:

>

işlevin adına cmp_tr( Büyük--küçük ayrımlı) demişsiniz ama sanırım icmp_tr olması gerekmiyor mu ?

Gerekmiyormuş ama icmAbc cmpAbc olması gerekiyormuş. Ben issues açıyorum, eğer yanlış anladıysam sileriz.

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 12, 2009
private static immutable double[dchar] icmpAbc;

private: Sınıflarda da kullanılır ama D'de modül düzeyinde de kullanılabiliyor. Buradaki anlamı, "bu modüle özel". Böylece bu modülü "import edenler" göremiyorlar.

static: Program çalıştığı sürece yaşamaya devam edecek

immutable: Değişmeyecek

double[dchar]: dchar'dan double'a eşleyecek

return *numara;

'in', bir gösterge döndürür. O gösterge NULL ise bulunamadı, NULL değilse bulundu demektir ve 'numara' o bulunan şeyi "gösterir." Gösterilen şeye erişmek için '*' işleci kullanılır

0x0.8p0

Ben de baştan 0x.8 yazmıştım derlenememişti. Sonra D.ershane'deki sayfasına baktım (gerçekten! :)) ve onaltılı kesirli sayılarda 'p''nin şart olduğunu öğrendim :)

inout size_t indeks

inout: "burada yaptığımız değişiklikler işleve gönderileni değiştirecek" demek

size_t: 'ulong''un takma ismi; herhalde Phobos öyle yaptı diye ben de öyle yazmışımdır. İsmi "uzunluk türü" anlamına gelen "size type"tan gelir ve C'de de çoğunlukla 'unsigned long'dur.

Alıntı:

>

sıraNumarası_tr bu ad doğru mu?

Herhalde büyük/küçük ayrımı yaptığını da belirtebilirmişiz.

icmp'un nasıl gerçekleştirileceğine de bağlı. Eğer dizgileri küçüklerine çevirdikten sonra cmp'u çağırırsak, sıraNumarası_tr yine uygun olur herhalde.

Alıntı:

>

dstringleri const dchar[] yapalım mı

Evet.

Alıntı:

>

Ben bunu birde cmpli haline getireyim mi ?

icmp_tr()'yi demek istiyorsun. Evet, teşekkür! :)

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

1 2 3 4
Next ›   Last »