İlk önce amacım kesinlikle size karşı çıkmak değil. Bence seviyeli bir tartışmada insan pek çok şey öğrenebilir. İnşallah siz bunu seviyeli bir tartışma olarak görüyorsunuzdur.
Alıntı (acehreli):
> Ben de Washington'a karşı çıkmadığımı, ve tutarsızlıklardan birisini London ile gösterdiğimi tekrarlarım. TDK'ya kalırsa "Londra" yazmak yanlış.
Hayır doğru.
Alıntı (TDK):
> Batı kökenli kişi ve yer adlarının bir bölümü eskiden beri dilimizde yerleştiği biçimiyle yazılır: Napolyon, Şarlken, Şarl (Demirbaş Şarl); Atina, Brüksel, Cenevre, Londra, Marsilya, Münih, Paris, Roma, Selanik, Venedik, Viyana, Zürih; Hollanda, Letonya, Lüksemburg.
Bilirsiniz canlılar sakat doğabilir. Yada sonradan düşerek sakatlanabilir. Mesela Türkçe ilk önce Türkler Müslüman olduktan sonra sakatlandı. Ama bunun din ile alakası yok. Mesela Karahanlılar Müslüman oldukları halde Türkçe'nin gelişiminde önemli rol oynadılar. Ama diğer Türk devletleri yabancı hayranlığı yüzünden Türkçe'yi çok fena sakatladı. Ama Atatürk zamanında Sakatlanan Türkçe'ye doktor görevi görüp Türkçeyi resmen koma'dan kurtardı. Siz belki karşı çıkarsınız bilmem ama Türkçe sözcük kullanma oranları bile bunu doğruluyor.
Alıntı (acehreli):
> Bu kuvvetin önüne kimse geçemez. TDK gibi kurumlar, insanların yazılı anlaşmaları için bir orta nokta bulma işini görürler. Örneğin Vaşingtın ve Washington kullanımından birisinde anlaşma sağlarlar.
Bakın bunun önüne TDK geçemez diyorsunuz. O zaman Tdk'yı suçlayamazsınız.
Ama şuan bizde çok fazla yabancı hayranlığı var. Tdk dilin hastanesi olacak ve bunu bu durumdan kurtaracak. Bilirsiniz doktorlar pek çok insanı kurtarır ama ne yazık ki herkesi kurtaramaz. Bunu bilmeliyiz.
Alıntı:
> Dilin sürekli hareket halinde olduğunu kabul ettikten sonra nasıl olur da bugünkü karışmış halini Türkçe olarak kabul etmeyiz? Nasıl olur da örneğin "ınanç" denen dönem "inanç" denen dönemden daha Türkçe olur? (Sana sataşmıyorum; canlı bir örnek olarak aklıma geldi.)
Inanç dendiği dönem kavimler göçü olmamıştır. Bir çok Türk asimile olmamış ve dilini bilir. (Bilirmisiniz ki İklim bile Dili etkiler. Sıcak iklimde sözcükler daha sertdir. Örn kulgak. Sonra iklimin etkisi ilede bu yumuşar. Örn: kulak. ) Birde Türklere başka ırklarda az da olsa katılır bunlar da Türklerin ağızların etkiler.
Alıntı:
> Bunları ismi Kaan olan birisine söyleyebilir misin? :) Bir gün birisi oturdu ve bir isim listesi mi yaptı? Adamın ismi Kaan'sa Kaan'dır...
Söyleyebilirim. Hocamız söylemişti :-) Bunun nedeni nüfus kimliğini çıkaran kişilerin adları doğru yazmaması. Bunu biz de yapıyoruz. Ğ olsun bir çok sözcüğü söylerken belli olmuyor diye atıyoruz.
Alıntı (acehreli):
> Yanlış beyanlarda bulunulduğu için. :) Kimse İngilizce'nin tutarlı olduğunu iddia etmiyor. Türkçeciler ise tutarlıdır diyorlar. Onun için...
Atatürk zamanında Türkçe ilk önce böyle düşünülmüştür. Ama ne yazık ki bunun imkansız olacağını bunların nedeninin ağızların bir olmaması olduğu anlaşılmıştır.(Örn: İstanbul ağızı= Geleceğim(Resmi ağız) İzmir ağızı= Gelcem (Yerel ağız) ) O dönemde başlayan bu söylenim gerçek olmayacağı anlaşıldığı halde söylenmeye devam etmiştir. Bunun nedenini Türkçe ile İngilizce gibi dilleri karşılaştırınca göreceksiniz. Türkçe bu söyleme en yakın dillerden biri olunca böyle kabul edilmiştir.
Alıntı (acehreli):
> Yanlış beyanlarda bulunulduğu için. :) Kimse İngilizce'nin tutarlı olduğunu iddia etmiyor. Türkçeciler ise tutarlıdır diyorlar. Onun için...
Tutarlı denmesinin iki sebebi var.
-
İngilizce gibi dillerle kıyaslandığında oldukça tutarlı olması.
-
Yabancı hayranlığını kırıp Türkçe İngilizce gibi dillerden daha iyi olduğunu göstermek, savunmak için.
Alıntı (acehreli):
> Walkman, Sony'nin tescilli bir markasıdır. Pazarlayan insanlar düşünüp ürünlerine koymuşlar. Kurumlardan kat kat güçlü olan insanlar da benimseyip kelime haline getirmişler.
Pek çok şeyi başkaları koyabilir. Ama bakın insanlar benimsemiş ise bu sözcüğün saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.
Alıntı (acehreli):
> Kadın ve erkek için farklı üçüncü şahıs kelimeleri içeren dillerde (en azından İngilizce ve İspanyolca) bugüne kadarki anlaşma, erkek olanını kullanmaktı.
Türkçede ise bu erkek olarak değildir. Örn: polis Sen kimisin ? polis. Who are you= I am a policeman :-) Bence Türkçenin kullandığı şey çok daha iyi.
Diller hangi yönde geliştiğini bilir misiniz ? Dili kullanan devletin iyi olduğu yönlerde. Bakın ingilizler ayrım yapmakta iyimiş ve her şeyi ayırmışlar. ayrımcılık doğmuş. Ama Türkçe'nin doğduğu döneme bakın. Göçebe olduğumuz için kadına da erkeğe de ayrım yapamamışız ve Dilde de ayrım olmamış.(bu bir kişinin uydurduğu bir şey değil. Bu dil bilimciler tarafından kabul görür.)
YAni bu :Alıntı:
> Başka nedenlerle kadınlar için eşitlik arayanlar şimdi dile de de dadandılar ve dildeki bu anlaşmayı da değiştirmeye çalışıyorlar
Normal ve doğru bir şey. Bakın Türkçede cinsiyet olmadığı halde(İllaki bir kaç kelime olacak. Bu ayrı bir konu alakası yok konumuzla.) Cinsiyet ayrımı sözcükler arttı. Bunu bir gün düşünürken fark etmiştim. :-)
--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]