Vakit faktörü hepimizin baş belası. Bir de Mert ağabey olayı bir kademe öteye geçirmiş ve demiş ki; arama yapıyorum ve istediğim sadelikte örnek bulamayınca ilgim de tükeniyor. Düşünün vaktiniz tükenmiş, kalan vakti daha verimli kullanabilmek için de motivasyonda gitti mi geriye kalıyor kayıp zaman parçacıkları...
Sadelik konusunda haklısınız. Zaten bugüne kadar yapmaya çalıştığım her şeyin basitini sorguladığımı ve/veya aradığımı görmüş olmalısınız. Mert ağabey ile telefonda konuşurken bunu da dile getirdim. Keza bu başlığın konusu olan SDLmini ve ilk iletideki örneğin basitliği fark ediliyor değil mi? Normalde başka bir dildeki SDL örneklerine bakarsanız karşınıza iç içe girmiş döngüler, bir sürü şartlı ifadeler ve sayısız işlevler ile karşılaşıyorsunuz. Burada ise tek yapmanız gereken sahneyi kurmak ve istediğiniz şekli çizmek.
Hoş sadelik bir yere kadar ne yazık ki. Örneğin bu SDLmini kesinlikle bir oyun yapmak için değil. Yani bu yapıyı koruyup olabildiğince geliştirseniz bile dünya hayatının kuralları çerçevesinden çıkamıyor ve ister istemez karmaşıklığa doğru yöneliyorsunuz. En doğal örneği belki insan vücudundaki sistemlerdir. Basiti ise güneşten gelen en temel enerji/parçacık olan fotonların bitki yapraklarına çarpıp besin döngüsünü başlatması olarak düşünebilir. Oysa bir bitkide bile nice karmaşık kimyasal reaksiyonlar olmalı...:)
Mert ağabeyin fikrini ise her iki yandan da destekliyorum.
- İster bana karmaşık bir işlev/kod/uygulama verin ve bundan sade bir şey çıkarın deyin; ben de gerekeni yapayım...:)
- İsterseniz bir konu belirleyelim ve herkes olabildiğince bu konu hakkında en sade kodu çıkarmaya çalışsın?
Bakınız şimdi aklıma gedi. Bunu bir yarış havasına da sokabiliriz. Aslında Ali hocam bizi açık ara ile mağlup edeceğinden kuşkum yok ama hoşumuza gidebilir. Çünkü Ali hocamın, bir kodu D'nin olanakları sayesinde nasıl basit ve zarif bir şekilde ifade edebildiğine sıklıkla şahit olmuşumdur.
Peki merhaba dünyaya geri dönelim ve Mert ağabeyin de yorum yaptığı şu başlığa (http://ddili.org/forum/thread/882) ne diyelim?
Gerçekten ürkütücü mü? Çünkü hedefim bir çok olanağı göstermekti ve elbette objektif bir bakış açısıyla bakamıyorum. Acaba yaklaşık 1 sene önce D'ye ilk başladığımda bu koda ne derdim. Hmmm, sanırım şöyle derdim:
Alıntı:
Hello ile World 5 harften oluştuğu için bunu substring gibi bir şey yapıyor ve ikiye bölüyor. Sonra bir döngü içinde her ikisini de farklı iki teknik ile ekrana yazıyor.
Şimdi ise koda baktığımda Ali hocamın geçenlerde bahsettiği çift işaretli ( % %) writef() çıktısıyla parantezler çok daha kolay olabilir. Hatta yanılmıyorsam std.string sınıfında olan split() işlevi ile çok daha akıllı bir şey yapabilirdik. Yine de dilim olayın göstermeyi ve bu konularda olabildiğince örnek çözmeyi tercih ederim.
Sevgiler, saygılar...
--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]