Jump to page: 1 2
Thread overview
Rasgelelik Üzerine Devam Eden Bir Deney
Sep 21, 2012
Salih Dinçer
Sep 28, 2012
Salih Dinçer
Sep 28, 2012
Salih Dinçer
Oct 04, 2012
mert
Oct 05, 2012
Salih Dinçer
Oct 05, 2012
mert
Oct 06, 2012
Salih Dinçer
Mar 04, 2013
Salih Dinçer
Mar 04, 2013
mert
Mar 10, 2013
Salih Dinçer
September 21, 2012

**The Global Consciousness Project **
http://noosphere.princeton.edu

Olay kısaca şu:

Rasgele sayı üreteçini, dünyada meydana gelen olayların ve/veya bağlı olduğu bilgisayarın kullanıcısının vasıtasıyla etkileyebildiği gerçeğidir. Elde edilen verilere göre bunun gerçekleştiği tespit edilmiş, örneğin 11 Eylül 2001 olayları!

Ayrıntısını bilmiyorum, inceleyeceğiz...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 21, 2012

Pek bilimsel değil galiba:

http://en.wikipedia.org/wiki/Global_Consciousness_Project#Criticism

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 28, 2012

Bilemiyorum çünkü bilim insanı değilim ama Discovery'de izlediğimi bir meraklısı olarak dile getirebilirim...

Rasgelelik üzerine, kodlar dışında kalan alanlarda da (fiziki manada) çalışılması taraftarıyım. Çünkü bilgisayarlarımız her ne kadar sürekli kendi için öz hata denetimleri olsa da bunlar sayesinde %100 istikrarla çalışmaktalar. Biz ise bu istikrarlı yapı içine en basitten zamanlama işlevleri katarak rasgelelik elde etmeye çalışıyoruz...

Elbette burada yazdığımız basit bir uygulama için uniform(x, y) demek son derece yeterli. Ama bazı bilimsel benzetimlerin (simulation) hesaplamalarında gerçek hayattan uzaklaşıyor ve/veya bir kalıp içine giriyor olmalı. Şöyle zannediyorum: Her rasgele algoritmanın bir deseni var. Bu desen iğne veya dal ile kumaş gibi. Geliştirdiğiniz yazılım iğne ucu gibi küçük ise desene yakalanmadan usulca kumaştan geçiyor ama değişkenler çok fazla ve karmaşıksa (dal gibi ucu kalın ise) kumaşa takılıyor.

Tabi bu konu biraz pisişik şeylerle ilgili gibi ama Kelebek Etkisi Kuramı'nı hatırlatırım...

Alıntı (Aklımda kaldığı kadarıyla şöyleydi):

>

Atıyorum, Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında uçan bir kelebeğin kanat çırpışları, Amerika sahillerini vuran bir siklona sebep olabilir.
Elbette burada ana sebebin bir kelebek olduğunu vurgulamıyoruz. Ama ağzına kadar dolu bir bardağın ortasına düşen küçük bir damla bardağı taşırabilir. Burada ise meydana gelen damlaların bir araya gelip göl oluşturması ve elektronik devreyi kapsayacak kadar güçlü olması. Neden olmasın; insan vücudu da elektrik üretiyor ve beyin hakkında daha bilmediğimiz o kadar çok şey var ki...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 28, 2012

Bu arada, TV belgesel serisini Morgan Freeman (http://en.wikipedia.org/wiki/Morgan_Freeman) sunuyordu, kendisini çok severim. Seri ise şu:

http://en.wikipedia.org/wiki/Through_the_Wormhole (5."Is There a Sixth Sense?" 6 July 2011)

Alıntı (acehreli):

>

Karmaşıklık konusunu anlayabiliyorum ama kumaşa takılma benzetmesini kaçırdım.
Demek istiyorum ki her kumaşa iplikçilerin kullandığı mercek ile bakarsanız bir deseni vardır. Bazı kumaşlar şöyle, bazıları böyle örülmüştür. Bu desenin sıklığını ve ipliklerin örülme biçimini belirler. Eğer yazılımınız iğne misali küçük boyutta ise kolaylıkla desene (rasgelelik algoritmasına) takılmadan geçecektir. Ancak bir dal parçası gibi kalın uçlu bir tahta çubuksa (veya daha iyisi örgü şişi ise) sık örülmüş bir kumaştan geçemeyecektir.

Gerçi burada verdiğim ve gerçek hayatta görebileceğimiz örneğe ters düşen bir olgu da var. Rasgeleliğin iyi olması için karmaşıklığı arttırıyoruz. Bu da desenin sıklığının artacağı anlamına geliyor. Ancak yukarıdaki açıklamamdan ne demek istediğimi anlamış olmalısınız. Çünkü büyük ölçekli yazılımlar (örgü şişi) sözde rasgelelik algoritmasının etkilerine (şişin desene takılmasına) daha müsait olmalı. Bunlar benim kişisel, düşünsel deneyimlerim. Elle tututlur bir tecrübem yok çünkü ben bilim insanı değilim; basit bir yazılımcı hepsi o kadar...:)

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

September 28, 2012

İlk söylediklerine diyecek bir şey yok. Bilgisayar algoritmalarının ürettiği sayı dizileri gerçekten rasgele değillerdir.

Alıntı (Salih Dinçer):

>

değişkenler çok fazla ve karmaşıksa (dal gibi ucu kalın ise) kumaşa takılıyor.

Karmaşıklık konusunu anlayabiliyorum ama kumaşa takılma benzetmesini kaçırdım.

Alıntı:

>

Tabi bu konu biraz pisişik şeylerle ilgili gibi ama Kelebek Etkisi Kuramı'nı hatırlatırım...

Ben fizikçilik oynadığım zamanlarda dinamik sistemler üzerinde çalışmıştım. Kelebek etkisi bir kuram değildir. Dinamik sistemlerin zaman içindeki davranışının başlangıç koşullarındaki küçük farklılıklara kaotik olarak bağlı olduğunun hoş bir ifadesidir.

Pisişik ile ilgisinden haberim yok. Ben üzerinde çalıştığım zaman tamamen bilimseldi.

Alıntı:

>

bilmediğimiz o kadar çok şey var ki...

Tabii ki. Neyse ki The Global Consciousness Project de açıklamalar getirmiyor ve yalnızca bulguları ortaya koyuyor. Güzel. Şimdi o bulguların geçerliliğine bakmak gerek. Yukarıda verdiğim bağlantıdaki başka bilim adamları ise bulguların istatistiksel oynamalar dahilinde olduğunu ve bir önem taşımadıklarını söylüyorlar.

Önce bulguların geçerliliği kabul edilsin, ondan sonra araştırılır.

Ali

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 05, 2012

Salih;
rasgelelik değil de bakış açımızı aslında mükemmelce birbirini tamamlayan çok fazla sayıda değişkenin bir bütüne etkimesi, bir olguya etkimesi yönlerine çevirmemizde yarar var.

Hava olayları örneğin; bize meteorolojik tahminler yapabilmeyi belirli koşulların izlenmesi aracılığıyla sağlayabiliyorlar. Biz alçak basınç yüksek basınç kavramlarından yola çıkarak basınç düşümü veya yükseliminin yaşadığımız koşullara nasıl etkiyeceğini ölçüm ve gözlemlerle tahmin edebiliyoruz.

Zamanla bilim haline gelen bu türden olgular/oluşumlar deneyler, gözlemler,istatistikler, radarlar vs vs gibi binbir araç gereç, yöntem ve analizle artık tahmin olmaktan çıkıyorlar.

Bizim için de rasgelelik aradığımız çoğu 'şey' de ne yazık ki böyle. Çok fazla bilinmeyenin olaya/olguya etkimesi aslında bütün hesaplarını bililiyor oldumadığımızda bizi oldukça şaşırtırken yöntemlerini, araçlarını, incelemelerini vesair ıvır zıvırlarını hatmettiğimiz şeyler ise bizi şaşırtmıyorlar.

Aslında pek çok şeyde rasgelelik değil de bir düzenlilik varmış gibi düşünelim derim ben.

Düzensizliğin bizim kavrayışlarımızın dışında olduğu hallerde çoğu zaman tesadüfi dediğimiz şeyler aranır. En kolay yaklaşım da bunu yakıştırmak olur gözlediğimiz olguya.

Dediğin gibi o desenlerden farklı ölçek, dizilim, frekans vs. biçiminde her yerde var gibi gibi.
Mesele şu; biz hangisini tesadüfi kabul ediyoruz.

Çoğu şey gibi bu kavramlar da biraz bizim algımız ile ilgili.
Kimisi bir dala bakar ve yapraklarının tesadüfi açılarla ve sırayla yerleştiğini düşünür, kimisi hesap yapar inceler karşılaştırır ve aslında pek çok bitkinin yapraklarının fibonacci sıralamasına uygun dizildiğini bulur şaşırır.

Kimileri ise... neyse.

ah şu meraklı programcılar ah :-))

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 05, 2012

Alıntı (mert):

>

Bizim için de rasgelelik aradığımız çoğu 'şey' de ne yazık ki böyle. Çok fazla bilinmeyenin olaya/olguya etkimesi aslında bütün hesaplarını bililiyor 'oldumadığımızda' bizi oldukça şaşırtırken yöntemlerini, araçlarını, incelemelerini vesair ıvır zıvırlarını hatmettiğimiz şeyler ise bizi şaşırtmıyorlar.

Aslında pek çok şeyde rasgelelik değil de bir düzenlilik varmış gibi düşünelim derim ben.
Evet, belki de öyle düşünmek daha iyi olabilir. Sonuçta bakış açısı, bir resmin negatifine baktığımızda düzensizlik, pozitifine baktığımızda ise düzen görüyor olabiliriz. Oysa her ikisi de aynı fotoğrafa aittir.

Bu arada yukarıda alıntıladığım paragrafı anlayamadım. Belki de kırmızı kelimedeki yazım hatasından dolayı anlamamış olabilirim. Biraz daha açıklamanızı rica edeceğim...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 05, 2012

Alıntı:

>

Bizim için de rasgelelik aradığımız çoğu 'şey' de ne yazık ki böyle. Çok fazla bilinmeyenin olaya/olguya etkimesi aslında bütün hesaplarını biliyor olmadığımızda bizi oldukça şaşırtırken yöntemlerini, araçlarını, incelemelerini vesair ıvır zıvırlarını hatmettiğimiz şeyler ise bizi şaşırtmıyorlar.

*Bakmadan yazılınca böyle hatalar olabiliyor. Kusura bakma lütfen.
Kontrol de edilse gözden kaçabiliyor. *

Özetle; "olgular üzerine ne kadar çok şeyi bilirsek o kadar anlaşılır oluyor gözlenen" demek istemişim.

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

October 06, 2012

Estağfirullah, hatalar hep olur ama anlaşamadığımız zaman yazının hiç önemi kalmıyor. Açıkçası internet ortamında anlaşmanın zor olduğunu düşünüyorum. Yanlış anlaşılmalar ile dolu. En bariz örneği Suriye'deki çatışma haberlerinin ülkemize yansımaları olabilir. Sınıra yakın bir araziye top düşüyor, hemen Hatay yine vuruldu falan diyorlarmış. Bu çok övdüğümüz sosyal medya denilen yerde oluyor. Halbu ki il merkezi (~ 40 küsürdü zannedersem) ve sınıra en yakın ilkçe kilometrelerce uzaktaymış. Bunlar sanırım insani ve masumane tepkiler... (ancak dikkat, yurt dışına yansımaları kötü oluyormuş!)

Hoş gerçek denilen şey göreli, yani kişiden kişiye göre değişiyor. O yüzden gördüklerimiz doğru olsa bile gerçek algımız farklı olabiliyor. O yüzden dediğiniz gibi rasgeleliğe farklı bir açıdan (düzenlilik) bakmakta fayda var. Sanırım ben de şu sıralar o aşamadayım. Özellikle her şeyi basite indirgeme eğilimim işleri kolaylaştırıyor diyebilirim...:)

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

March 04, 2013

Öncelikle Mert ağabey, nasılsın?

Kısa sürede cevap alamazsam telefon açacağımı bilmeni isterim. Gerçi seni merak ettiğim için yine de arayacağım ama önce burada, sonra telefonda devam edersek harika olacak ya...:)

Bir aralar rasgeleliğin frekansı konusunda konuştuğumuzu (yukarlarda bir yerde olacak) hatırlıyorum. Az önce bir deney yaptım; yaptığım ise basitçe, uniform() mekanizmasını kullanarak rasgele türler/veriler üretmek ve bunları bir yığına yazmak. Bakın şuna ki üst üstte iki çalıştırmada da 62 bit veri üretmişim:

Alıntı (T0,1 anındaki sonuç):

>

0: bool
1: bool
198: ubyte
39370: ushort
726: ushort
23319: ushort
1: bool
1: bool
1: bool
0: bool
24 baytlık yığına, 62 bitlik veri yazıldı...
Gönderilen veri: 01110101101100010111000000101101011010011001110010101100011010
Geri alınan veri: 01110101101100010111000000101101011010011001110010101100011010

Alıntı (T0,3 anındaki sonuç):

>

1: bool
0: bool
6: ubyte
1: bool
1: bool
0: bool
21947: ushort
0: bool
65206: ushort
9847: ushort
24 baytlık yığına, 62 bitlik veri yazıldı...
Gönderilen veri: 00100110011101111111111010110110001010101101110110110000011001
Geri alınan veri: 00100110011101111111111010110110001010101101110110110000011001

Elbette bu bir tesadüf ama genelde uniform'un ürettiği rasgele değişkenleri beğenmiyorum. Belki de bilgisayarın ürettiği sözde rasgelelikte bir sorun var ya da bende. Yani ard arda her iki sonuçta rasgele olmayan birbirine benzeyen şeyler olduğunu ve/veya güzel görünmediğini hissediyorum.

Bunu aşabilir miyiz? Yani daha iyi çalışan uniform2() diye bir işlev yazılabilir mi?

Teşekkürler...

--
[ Bu gönderi, http://ddili.org/forum'dan dönüştürülmüştür. ]

« First   ‹ Prev
1 2